Diyetisyen Bozkurt, soğuk havalarda susama hissinin azalmasının doğal bir fizyolojik süreç olduğunu ancak bu durumun vücudun sıvı ihtiyacını ortadan kaldırmadığını belirtti.
Diyetisyen Pınar Bozkurt, “Vücudumuzun birçok fonksiyonunun gerçekleşmesi için yeterli miktarda sıvı almak sağlığımız açısından çok önemli. Bu nedenle her mevsimde susamadan da su içmeye dikkat etmeliyiz” dedi.
Sağlıklı bir yetişkinin günlük su ihtiyacının alınan kalori miktarına göre değişebileceğini ancak ortalama olarak günde 8 – 12 bardak arasında olduğunu ifade eden Bozkurt, “Süt, ayran, taze sıkılmış meyve suyu, maden suyu ve hatta çorbalar da günlük sağlıklı sıvı alımımıza katkıda bulunur. Fakat çay ve kahve gibi içecekler kafein içerdikleri için idrar söktürücü etki gösterirler ve vücuttan sıvı kaybına yol açarlar” diye ekledi.
Bitki çaylarının da aşırı tüketilmemesi gerektiğini vurgulayan Dyt. Bozkurt, “Kabızlık, ödem, zayıflama gibi amaçlarla kullanılan bitki çayları da idrar artışı ve ishal gibi etkilerle sıvı kaybına neden olabilirler. Unutmamalıyız ki bitki çayları ilaç etkisi gösterebilir. Örneğin ekinezya alerji yapabilir, yeşil çay tansiyonu değiştirebilir, zencefil ve zerdeçal kanı sulandırabilir. Bu yüzden bitki çaylarını günde 1 ya da 2 kez içmeli, sağlık sorunumuz veya kullandığımız ilaç varsa bitkilerin bunlarla etkileşmediğinden emin olmalıyız. Bu konuda hekim veya diyetisyen desteği alabiliriz” şeklinde konuştu.
Hazır meyve suları, tatlı içecekler, aromalı içecekler gibi ürünlerin de sağlıklı sıvı kaynakları olmadığını, aksine şeker, kafein, katkı maddesi, koruyucu madde gibi zararlı bileşenler içerdiğini hatırlatan Dyt. Bozkurt, son olarak şöyle dedi:
“Tüm içecekleri göz önüne aldığımızda su en basit ve en sağlıklı seçimdir. Çay, kahve, meyve suyu gibi içecekler suyun yerini tutmazlar. Hatta vücuttan sıvı kaybına sebep olurlar. Bu nedenle suyumuzu her zaman yanımızda bulundurmalı, gözümüzden kaçırmamalıyız. Sağlıklı bir yaşam için ne kadar yaşlı olursak olalım, su içmeyi ihmal etmeyelim.”